top of page

Rankings

Amerika'nın ünlü üniversiteleri sıralama listesi şu günlerde 2013 listesini de okurlarıyla paylaştı.

<a href="http://colleges.usnews.rankingsandreviews.com/best-colleges/rankings/national-universities?int=a557e6"></a>

Bu liste bir çok insana gurur kaynağı olurken, çocukları lise öğrencisi olan ailelere de 'Ben de çocuğumu bu okullara sokmak için ne yapmalıyım?' sorusunu sordurtuyor.

Üniversite danışmanlarına sorarsanız bu işin bir püf noktası, bir 'checklist'i var. Okullara sorarsanız en önemlisi not ortalaması. Başvuruları okuyanlara sorarsanız, her çocuğu ayrı değerlendiriyorlar. Bir de psikolog gözüyle işin gelişimine bakalım. Tabi ki çocuklarına hep ellerindekinin 'en iyisini' vermek, her anne-babanın hedefi. Yalnızca her anne-baba bu 'en iyi'yi verirken farklı farklı yollar seçiyor.

Benim kişisel ve profesyonel hayatımda gördüğüm kadarıyla bu işin 'yapılacaklar listesi'nden çok, bir başka püf noktası var. Çocuğunuzu, yaptığı işin/aktivitenin/projenin/ödevin/sunumun en iyisini yapması için yönlendirmek. AMA, bunu, sizin gözünüzle, yaptığı işin eksik noktalarını belirtip tamir etmesini sağlayarak, daha çok ders aldırarak, daha çok kitap okutarak <i>değil de</i>... Çocuğunuzun en ufak halinden itibaren sanki yaptığı şey zaten yapabileceği ennnnnnn iyi şeymiş gibi alkışlayıp, sonra da 'bunu nasıl daha da iyi hale getiririz' mantığını aşılayabilmek için 'aaaa, gel bak bir de bu şekilde mi denesek acaba?' diye azıcık da olsa tiyatro oynamak yoluyla yönlendirmek.

Bazı çocuklar daha yaratıcı olmaya bırakılmayı ister, bazı çocuklar daha çok sınır, bazıları ceza almaktan iyi ders çıkarır, diğerine hiç ceza sökmez. Ama yaptığı işin beğenilmesine tüm çocuklar olumlu cevap veriyor. En azından benim bugüne kadar gördüğüm çocuklar.

Zaten o çocuklar büyüyüp, sevdikleri işi, hep 'daha iyi nasıl yapabilirim acaba' diye düşünerek işliyorlar. Daha sonra da başarılı olup, üniversitelerini bir amaç değil de bir kaynak olarak kullanıp, başarılarını yükseltmeye devam ediyorlar...


bottom of page